

Müktesebatın Aidiyeti Davası
Ortak Mülkiyette Değer Artışının Hukuki Tespiti
Müktesebatın Aidiyeti Davası Nedir ve Hukuki Önemi
Müktesebatın Aidiyeti Davası, ortak mülkiyete tabi olan bir taşınmaz üzerinde, ortaklardan biri veya birkaçının kendi kişisel çabası, emeği veya sermayesiyle inşa ettiği yapı, tesis veya eklentilerin (Müktesebatın) kime ait olduğunun tespiti için açılan bir davadır.
Bu dava, özellikle miras yoluyla intikal eden taşınmazlar üzerindeki mirasçı çekişmelerinde hayati bir rol oynar. Bir mirasçının ortak mala değer katan bir bina veya tesis yapması durumunda, bu eklentinin tapu kaydında olmaması, paylaşım veya satış aşamasında ciddi hak kayıplarına yol açabilir.
Büromuz, bu davalarda müvekkilimizin emeğinin ve yatırımının hukuken güvence altına alınmasını temel hedef olarak benimser. Yürüttüğümüz tespit süreçleri, müvekkilimizin mülkiyet hakkını en doğru şekilde tanımlayarak, gelecekteki İzale-i Şüyu (Ortaklığın Giderilmesi) davasında ya da miras paylaşımında hak ettiği değeri almasını sağlar. Mülkünüz üzerindeki emeğinizin hukuki güvencesini sağlamak için hemen bize ulaşmaya ne dersiniz?
Müktesebat Kavramı ve Hukuki Niteliği
“Müktesebat,” teknik terim olarak bir taşınmaz üzerinde kalıcı nitelikte yapılmış olan ve taşınmazın bütünleyici parçası sayılan yapı veya tesisleri ifade eder. Örneğin, miras kalan boş bir arsa üzerine mirasçılardan birinin kendi parasıyla bir ev inşa etmesi, bir su kuyusu açması veya bir depo yapması muhdesat olarak değerlendirilir.
Müktesebatın aidiyetinin tespiti, o yapının tapu kaydında kimin adına geçtiğinden bağımsız olarak, fiilen kimin parasıyla veya emeğiyle yapıldığını belirlemeyi amaçlar. Bu tespit davası, uygulamada genellikle bir tapu iptali ve tescil davası değildir; aksine, tapu kütüğünün beyanlar hanesine işlenmek üzere taşınmazın üzerindeki değer artırıcı unsurun hukuki aidiyetinin belirlenmesi işlemidir. Bu karmaşık hukuki ayrımı doğru yaparak, müvekkilimizin hedefine en kısa yoldan ulaşmasını temin ederiz. Taşınmazınız üzerindeki eklentinin hukuki statüsünü netleştirelim mi?
Dava Açma Yetkisi, Şartları ve Hukuki Süreç
Müktesebatın Aidiyeti Davası açma yetkisi, söz konusu yapıyı kendi nam ve hesabına yaptığını iddia eden kişiye aittir. Dava, taşınmazın diğer tüm paydaşlarına veya maliklerine karşı açılmak zorundadır. Bu davanın kabul edilebilmesi için en temel şart, Müktesebatın mülkiyetinin taşınmazın mülkiyetinden farklı bir kişiye ait olması ve bu durumun tapu kütüğünün beyanlar hanesine işlenmesi talebidir.
Dava, taşınmazın bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde açılır. Bu, bir tespit davası olduğundan, yargılama sürecinin merkezinde
Müktesebatın varlığı ve inşasının kimin kişisel imkanlarıyla yapıldığına dair delillerin toplanması yer alır. Yıllar süren ortaklık ilişkilerinde bu tür delilleri titizlikle toplamak ve mahkemeye sunmak, uzmanlık alanımızdır. Müktesebatın aidiyetini kesinleştirecek delil listenizi oluşturmaya başlayalım mı?
İspat Yükümlülüğü ve Kritik Delil Toplama Stratejimiz
Bu davada ispat yükümlülüğü, Müktesebatın kendisine ait olduğunu iddia eden kişiye düşer. Davacı, yapının inşaat maliyetini bizzat karşıladığını, emeğini koyduğunu ve bunun diğer ortakların rızası dışında veya ortaklık bütçesinden bağımsız yapıldığını kanıtlamak zorundadır.
İspat için kullanılan deliller arasında banka transfer kayıtları, faturalar, yapı ruhsatı ve izin belgeleri, inşaat malzemesi alım fişleri, tanık beyanları ve keşifler yer alır. Özellikle eski tarihli inşaatlarda yazılı belge bulmak zorlaşabilir; bu durumda tanık beyanları ve bilirkişi incelemesi (keşif) ile elde edilen teknik raporlar hayati önem taşır. Delil stratejimizi, müvekkilimizin iddialarını en somut şekilde destekleyecek hukuki kanıt zincirini oluşturacak şekilde kurmaktayız. Davanızın ispat yükünü nasıl hafifletebileceğimiz konusunda detaylı bilgi almak ister misiniz?
Müktesebatın Tespiti ve İzale-i Şüyu Davaları Arasındaki İlişki
Müktesebatın Aidiyeti Davası, tek başına bir mülkiyet nakli sağlamaz; ancak genellikle bir sonraki aşama olan Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şüyu) davası için hayati bir ön koşuldur. Müktesebatın aidiyeti tespiti yapılmadan İzale-i Şüyu davası sonuçlandırılamaz, zira müktesebatın değeri, taşınmazın toplam satış bedelinden öncelikle muhdesat sahibine ödenmelidir.
Bu nedenle, Müktesebatın Aidiyeti Davası, İzale-i Şüyu davasından önce veya onunla birlikte açılmalıdır. Hukuki süreçleri stratejik olarak birleştirerek veya sıralayarak ilerletme tecrübemiz, müvekkilimizin hem mülkiyetini doğru tespit etmesini hem de ortaklık sona erdiğinde hakkına düşen parayı eksiksiz almasını sağlar. Bu iki dava arasındaki stratejik bağlantıyı dosyanız için nasıl yöneteceğimizi görüşelim mi?
Dava Sonucunun Hukuki Etkisi ve Değerleme
Dava sonucunda mahkeme, Müktesebatın belirli bir paydaşa ait olduğuna karar verirse, bu karar tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh edilir. Bu şerh, o yapının hukuken taşınmazın ana mülkiyetinden ayrı bir değer taşıdığını gösterir.
Bu tespitin İzale-i Şüyu davasına etkisi şöyledir: Taşınmaz satıldığında elde edilen toplam bedel üzerinden, öncelikle tespit edilen Müktesebatın değeri (güncel rayiç bedeli) muhdesat sahibine ödenir. Kalan net bedel ise, taşınmazın arsa değeri üzerinden tüm paydaşlara hisseleri oranında dağıtılır. Bu değerleme ve dağıtım sürecinin her aşamasında hak kaybı yaşanmaması için, süreci titizlikle takip etmekteyiz. Taşınmazınızın ve Müktesebatın değerlemesini en yüksek menfaatiniz doğrultusunda yapalım mı?
İnşai İyi niyet ve Hukuki Koruma Alanımız
Müktesebatın aidiyetinin tespitinde “iyi niyet” (TMK m. 4) kuralının uygulanması karmaşık bir konudur. Müktesebatı yapan paydaşın, bu yapıyı diğer paydaşların bilgisi ve rızası dahilinde yapıp yapmadığı, iyiniyetli olup olmadığı davanın seyrini etkileyebilir.
Eğer muhdesat, diğer paydaşların açık itirazına rağmen yapıldıysa, bu durum iyi niyet ilkesini zedeleyebilir ve hukuki sonuçları farklılaştırabilir. Yargıtay içtihatlarına hakimiyetimiz sayesinde, müvekkilimizin eyleminin hukuken geçerli bir zeminde değerlendirilmesini sağlayarak, en zorlu ihtilaflarda bile hak kaybını önleyici hukuki savunmalar geliştiririz. İyi niyet ilkesinin davanızdaki etkisini analiz ederek hukuki risklerinizi yönetelim mi?
Emeğinizin ve Yatırımınızın Hukuki Tescili
Müktesebatın Aidiyeti Davası, bir paydaşın ortak mala kattığı değeri tescilleyen, hukuki açıdan büyük önem taşıyan bir süreçtir. Bu davanın başarılı bir şekilde yürütülmesi, detaylı delil toplama, teknik bilirkişi raporlarının doğru yorumlanması ve İzale-i Şüyu süreciyle stratejik entegrasyon gerektirir. Büromuz, müvekkilimizin kişisel yatırımının ve emeğinin değerini koruma konusunda kararlıdır. Ortak mülkiyetteki değer artışınızın hukuki tescilini gerçekleştirmek için hemen bizimle iletişime geçin.
Belgeleriniz hazırsa, doğrudan randevu planlayabiliriz. Teknik altyapı ve hukuki strateji birlikte değerlendirildiğinde, sürecin kontrolü sizin elinizde olur.
📍 Kadıköy Ofisi – Fikirtepe Mah. Yıldırım Sok. No:2C
📍 Şişli Ofisi – Büyükdere Cad. No:52 / 7, Mecidiyeköy
📞 📱 0505 329 10 11 ☎️ 0212 224 57 00 💬 WhatsApp ile iletişim kur
📞 İletişim Bilgileri ve Ulaşım
Kenan Uysal Hukuk Ofisi – Kadıköy / İstanbul
- İşletme Adı: AVUKAT KENAN UYSAL 1991 KADIKÖY/ İSTANBUL
- Adres: Fikirtepe Mahallesi, Yıldırım Sokak No:2C, Kadıköy, İstanbul
- Mobil Telefon: +90 505 329 10 11
- Sabit Telefon: +90 212 224 57 00
- WhatsApp: WhatsApp ile iletişim kur
- Web Sitesi: kenanuysal.av.tr
- Google Haritalar Konumu: Haritada aç
- Google İşletme Profili: Google’da görüntüle
- Yol Tarifi Al: Google Haritalar’da yol tarifi başlat
Kenan Uysal Hukuk Ofisi – Şişli / İstanbul
- İşletme Adı: AVUKAT KENAN UYSAL HUKUK OFİSİ İSTANBUL 1991
- Adres: Büyükdere Caddesi No:52 / 7, Mecidiyeköy Mahallesi, Şişli, İstanbul
- Mobil Telefon: +90 505 329 10 11
- Sabit Telefon: +90 212 224 57 00
- WhatsApp: WhatsApp ile iletişim kur
- Web Sitesi: kenanuysal.av.tr
- Google Haritalar Konumu: Haritada aç
- Google İşletme Profili: Google’da görüntüle
- Yol Tarifi Al: Google Haritalar’da yol tarifi başlat